Seda Omay – Nietzsche’de Décadence Üzerine Bir İnceleme

Seda Omay – Nietzsche’de Décadence Üzerine Bir İnceleme

Seda Omay, Yüksek Lisans Öğrencisi

Sakarya Üniversitesi, Felsefe Bölümü

https://orcid.org/0000-0002-5984-3737

DOI: 10.5281/zenodo.14568076

Nietzsche’de Décadence Üzerine Bir İnceleme

Çağının bütün değerlerine karşı savaş açan Nietzsche’yi bu düşünceye götüren şey, kendisinin de içinde bulunduğu 19. yy. Avrupa kültürünün çöküşüdür. O, bu durumu anlatmak için Fransızca décadence kavramını kullanır. Nietzsche kültürdeki çöküşün başlangıcını Sokrates’te ve sonra Platon’da görür. Sokrates ve Platon ile “gerçek dünya” ve “görünen dünya” ayrımı yapılmış, içgüdüye karşı akılcılık temele alınmış, yaşam değil, hakikat en yüksek değer olarak görülmüştür. Daha sonra bu çöküş Hıristiyanlık inancında yaşamın yadsınması, bedenin hor görülmesi, insanın günah kavramı yoluyla değersizleştirilmesi ile sürmüştür. Modern dönemdeki bilimci-pozitivist görüş ise onun son noktasını oluşturmuştur. Modernizm ile Hıristiyanlıktaki din ve Tanrı anlayışı yerini akıl ve bilime bırakmış, dini otorite ve kutsal metinler yerine hakikati aklın verebileceği iddiası ön plana çıkmıştır. Ona göre bu süreç beraberinde nihilizmi meydana getirmiştir. Nihilizmden çıkışın yolu Nietzsche için tüm değerlerin yeniden değerlendirilmesidir. Bu çalışmada Nietzsche’de kültür özelinde décadence kavramı kronolojik olarak incelenmeye çalışılacaktır. Böylece temel olarak Nietzsche’de décadence’ın dereceleri olup olmadığını ve değerini tartışmayı deneyeceğiz.

Tufan Çötok & Nesrin Akıncı Çötok – An Evaluation of Media Ethics Debates

Tufan Çötok & Nesrin Akıncı Çötok – An Evaluation of Media Ethics Debates

Tufan Çötok, Doç. Dr.

Sakarya Üniversitesi, Felsefe Bölümü

https://orcid.org/0000-0002-9664-4745

Nesrin Akıncı Çötok, Doç. Dr.

Sakarya Üniversitesi, Gazetecilik Bölümü

https://orcid.org/0000-0003-3577-8325

DOI: 10.5281/zenodo.14568066

An Evaluation of Media Ethics Debates

One of the possible concepts to define today’s world is the ‘media-sphere’. Media is the ground for all kinds of human activities, such as learning, socialization, communication, etc. The tremendous and glorious development of humanity over the last few centuries has led to a change in media relations. This change should be reconsidered in the context of the moral rules that accompany all kinds of human activities, which are necessitated by the ever-changing nature of today’s media relations. In the context of this change, the paper argues that it is difficult to view the media in terms of classical theories: It is not possible to apply general principles to specific situations or to explain each particular situation by applying universal ethical codes due to professional specialization and the chaotic nature of situations. To overcome this difficulty, the possibility of global communication ethics is sought both in the context of situation ethics and particularist ethics oriented towards singular situations, as well as by rethinking collectivist and individualist ethical approaches.

Mügem Kızılcık – Søren Kierkegaard’ın “Korku ve Titreme” Adlı Eseri Üzerine Felsefi Bir Çözümleme Denemesi

Mügem Kızılcık – Søren Kierkegaard’ın “Korku ve Titreme” Adlı Eseri Üzerine Felsefi Bir Çözümleme Denemesi

Mügem Kızılcık, Yüksek Lisans Öğrencisi

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Felsefe Ana Bilim Dalı
https://orcid.org/0009-0009-0736-4142

DOI: 10.5281/zenodo.11032151

Mügem Kızılcık – Søren Kierkegaard’ın “Korku ve Titreme” Adlı Eseri Üzerine Felsefi Bir Çözümleme Denemesi

1813-1855 yılları arasında yaşayan Danimarkalı filozof Søren Kierkegaard, 19. yüzyıl Batı felsefesinin köşe taşlarından biri olan varoluşçu düşünürdür.